
Mavi Marmara'da o gece - Hakan AlbayrakSabah namazı sırasında saldırıya geçtiler. Sivil bir yolcu gemisine karşı iki savaş gemisi, bir denizaltı, dişine kadar silahlı askerlerle dolu sayısız Zodyak (bot) ve helikopterler... İsrail donanmasının en seçkin komandoları...
Dünyanın en aşağılık korkaklar sürüsü!
Güverteye asker çıkarmak için gemiye yanaşan botları tekbirlerle karşıladık, korsanların üzerine su sıktık, güvertede ne bulduysak (kova, pet şişe vs, vs, vs) botlara fırlattık; onlar da gemiye ses bombaları, sis bombaları, gaz bombaları attılar ve üzerimize plastik mermiler boşalttılar; ama geri çekilen biz olmadık, onlar oldu.
Botlar defalarca yanaştı ve her defasında geri çekildi.
Biz güvertede bu mücadeleyi verirken geminin çatı kısmındaki arkadaşlarımız da kaptan köşkünü ve uydu sistemini savunuyorlardı; helikopterle indirilen "seçkin komandolar"ın tepesine bindiler ve silahlarını alıp denize attılar; kameraların kaydettiği destansı bir direnişle İsrail'i rezil rüsva ettiler.
Ama bu rezillik onlara yetmedi.
Aşağılık gururlarını kurtarmak için üzerimize gerçek mermi yağdırmaları gerekiyordu.
Makineli tüfeklerle önlerine geleni taradılar...
Lazerli tüfeklerle nişan alarak birçok arkadaşımızı alınlarından vurdular...
Helikopterlerden, botlardan, her taraftan ateş ediyorlardı...
Belli ki telsizlerden "sınırsız katliam emri" verilmişti...
Mavi Marmara çamur tutmaz! / Hakan Albayrak
Başına birbuçuk metre mesafeden dört kurşun sıkılan 19 yaşındaki Furkan'ın ve diğer sekiz şehidimizin cesetlerine tükürürcesine İsrail'i haklı çıkarmaya çalışanlar var. İsrail gemiye müdahale edeceğini önceden söylemiş, buna rağmen Gazze'ye gitmekte ısrar edenlerin kendileri kaşınmış, zaten yardım da insani yardım değil İslami yardımmış, bunların alayı HAMAS'çı ve Hizbullah'çıymış, hükümet de onları durdurmadığı için suçluymuş, falan filan.
Yahu, Mavi Marmara gemisi İsrail'in Gazze'ye uyguladığı gayri insani, gayri ahlaki, gayri meşru ve de illegal ablukaya karşı bir vicdan ayaklanmasını temsil ediyor. Bu ayaklanmayı kanla bastırmaya çalışan İsrail'i anlayışla karşılamak nasıl bir vicdansızlıktır?
Mavi Marmara'ya çamur atan vicdansızlar hakperestlikten, dava adamlığından, yiğitlikten, asaletten hiç anlamıyorlar diyelim. Uluslararası hukuktan da mı anlamıyorlar?
Birleşmiş Milletler'in 1860 sayılı kararına göre Gazze ablukası illegaldir ve kaldırılması gerekir... Gazze'nin ve Gazze sahilinin İsrail'e ait olduğuna dair hiçbir hukuki düzenleme yok... Uluslararası sulardan geçip Gazze'ye insani yardım ulaştırmak isteyen bir gemiye müdahale etmek uluslararası hukuka göre korsanlıktır... Kaldı ki, Mavi Marmara gemisi Gazze açıklarında değil, İsrail karasuları olarak kabul edilen sularda da değil, uluslararası sularda saldırıya uğradı; Gazze'ye yaklaşık 80 mil mesafede!... Bir an için Gazze'nin İsrail toprağı olduğunu farz edelim (haşa); İsrailliler uluslararası hukuktaki 12 mil kuralını buruşturup çöpe attıkları gibi, kendi ilan ettikleri 60 mile varmamızı bile beklemediler saldırmak için... Hukuktan bahsediyorlar; o bölgede gerçekten hakları olduğunu farz etsek bile (haşa), gerçekleşmemiş bir fiil hukukun konusu olamaz; Mavi Marmara onların sınır olarak ilan ettiği yere geldiğinde durabilir veya burnunu Mısır sularına çevirebilirdi... Nitekim saldırı başladıktan hemen sonra gemimiz Mısır'a yöneldi (o zaman kan akmamıştı henüz), ama saldırı durmadı ve korsanlar 9 arkadaşımızı hunharca katlettiler... Hadise budur. Hakikat budur. Bu hakikati örtmeye çalışmak alçaklıktır...
TERÖRİST KİME DENİR?Gemiler basılır, insanlar öldürülürken, propaganda topları yaylım ateşe başlarken, insan bazen ağaçların arasında kayboluyor, ormanın bütününü göremez oluyor.
Şöyle yüksekçe bir tepeye çıkıp şu ormana bir bakalım, hatırlayalım.
Sorun, İsrail’in bir gemiyi basmasıyla ortaya çıkmadı.
Sorun, vicdan sahibi kişilerin Gazze’ye yardım götürmeye çalışmasıyla ortaya çıkmadı.
Hatta sorun İsrail’in Gazze’ye abluka uygulamasıyla da ortaya çıkmadı.
Sorunun temel nedeni, 1948 yılında İsrail’in sadece Yahudileri barındıran ve yerli halkı zor kullanarak dışlayan bir devlet olarak kurulmuş olması. Böyle kurulan bir devlet, varlığını ancak toprağını kaybetmek istemeyen yerli halka karşı durmadan savaşarak sürdürebilir.
Filistin topraklarında 62 yıldır sürmekte olan savaş ve ölümlerin temel nedeni bu. Savaş ve saldırıların nerede, nasıl, kaç kez, hangi koşullarda ve hangi bahaneyle yapıldığı ayrıntıdır.
Temel neden, haksız, adaletsiz, hukuksuz, yerli halkı dışlayan bir devletin kurulmuş olmasıdır.
Gerisi ayrıntıdır, bahanedir. Önce bunu unutmayalım.
Bahaneler çok çeşitli.
Bahaneler sonsuz...